Fenerbahçe halüsinasyonu ve olmazları olduran adam: Ozan Tufan!

Son 3-4 gündür Türkiye'de ve Fenerbahçe cephesinde Mesut Özil'den başka bir şey konuşulmazken takımın Ankaragücü maçında nasıl bir reaksiyon vereceği merak konusuydu.

Son 3-4 gündür Türkiye’de ve Fenerbahçe cephesinde Mesut Özil’den başka bir şey konuşulmazken takımın Ankaragücü maçında nasıl bir reaksiyon vereceği merak konusuydu. Birçok insanın düşündüğünün aksine, Mesut’un gelişi takıma pozitif yansıma yarattı. Dimitris Pelkas ve Filip Novak hariç…

Novak’ın sakatlıktan yeni kurtulmuş olmasından kaynaklı kondisyon eksikliği göze çarpıyordu, ancak Pelkas alışık olduğumuz mücadeleci görüntüsünden uzaktı. Geçen hafta Mert Hakan’a yaptığı asistteki soğukkanlı ve pasör rolünü rafa kaldırıp, net fırsatlarda aceleci ve bencil davranınca maçın erkenden kopmasına engel oldu.

Takımın geriye kalanı kusursuza yakın bir futbol oynadı. Hem takım halinde, hem de bireysel görevlerini tamamen layıkıyla yerine getiren bir Fenerbahçe izledik. Ankaragücü’nün zaman zaman uyguladığı tam saha preste paniklemeyen, ayağa paslarla kontrolü elinde tutan ve top rakipteyken de açıkları çok iyi kapatıp kendi oyununu dikte eden bir Fenerbahçe vardı.

Fenerbahçe halüsinasyonu

‘Fenerbahçe yine pas yapamıyor’ diye düşünürken, bazı anlarda öyle seri ve dikine paslaşmalar yapılıyor ki, kendi kendinize yalancı çıkıyorsunuz. İlk gole kadar yine aynı kriz yaşanıyor derken, Gustavo’nun hücuma destek vermesi ve rakip sahada kurulan üçgenle oluşturulan pas kombinasyonları golü getirdi. Mental açıdan çökmüş Ankaragücü karşısında maç sonuna kadar tempoyu Fenerbahçe belirledi. Erol hoca her ne kadar eleştirilse de; maçın belli bölümlerinde topu rakibe verip ileri uçtaki oyuncuların yıpratıcı özelliklerini devreye sokarak oynattığı oyun, üst üste 5 galibiyet getirdi.

Bu strateji Fenerbahçe’nin topla fazla oynamadığı halüsinasyonuna neden olduğu için tepkileri de beraberinde getiriyor. Ancak işin aslına bakarsak; Alanyaspor ve Denizlispor karşılaşmaları haricinde, Fenerbahçe oynadığı son 10 maçta topla oynama yüzdelerinde hep üstün taraftı. Üstelik atak aksiyonlarında, rakip üçüncü bölgesindeki başarılı paslarda ve anahtar paslarda lig ortalamasının üzerinde istatistiklere sahip.

Kısacası ‘Fenerbahçe pas yapamıyor’ yanlış, doğrusu ‘Fenerbahçe bazen pas yapmak istemiyor’.

Tabii bu durumda şu sorular da cevap bekliyor: Bu oyun ne kadar sürdürülebilir? Mesut Özil takıma dahil olduktan sonra bu oyun planı nasıl işler? Haftaya oynanacak Sivasspor maçında da bu plan işe yarar mı?

İzleyip göreceğiz…

Bonus: Olmazları olduran adam: Ozan Tufan!

Erol hocanın stratejisindeki en kritik isimlerden olan Ozan Tufan’ın, Sivas deplasmanında cezalı olması büyük kayıp. Gustavo savunmayı toparlarken, Ozan hem savunma hem de hücumda anahtar role sahip. Kalıplı fiziğine rağmen dar alanda topla yaptığı ince manevralar -özellikle topu ayağının dışıyla itip terse dönerek yaptığı çalımlar- her seferinde hayran bırakıyor. ‘Bu sefer olmayacak’ diye düşündüğünüz her an, bir yolunu bulup rakibinden sıyrılmayı ve oyunu açmayı başarıyor. Ezelden beri iyi olduğu bu özelliği, son dönemde tamamen oyun karakterine işlemiş durumda. Ozan’ı izlemesi gerçekten büyük keyif.

Fenerbahçe