AB ile yaşanan ilişkiler ezelden beri gelgitli havasını korurken Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 18 Ocak’ta yaptığı “vize serbestisi” açıklaması kritik konunun yeniden gündeme düşmesine neden oldu. Çavuşoğlu, “Bugün müzakereler ile ilgili ‘yeni fasıllar hemen açılabilir’ desem doğruyu söylememiş oluruz. Biz istemediğimiz için değil, Avrupa Birliği istemediği için genişleme politikaları ile ilgili sorunlar olduğu için. Ama vize serbestisi hayata geçebilir, bu bir sözdür” dedi. 18 Mart 2016’da bu anlaşmaya bağlı Ortak Eylem Planı hayata geçerken mülteci anlaşmasında Türkiye’ye iki eşit taksit halinde 6 milyar Euro’luk finansal yardım yapılması, Türkiye vatandaşlarına AB ülkeleri için vize kolaylığı ve Türkiye’nin AB’ye giriş sürecinin hızlandırılması gibi maddeler yer alıyordu. Yeniden gündeme gelen görüşmelerde olumlu bir sonuç çıkma ihtimalini Prof. Dr. Ahmet Kasım Han’a sorduk. Sozcu.com.tr’ye açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Han şunları söyledi:“Avrupa Birliği ile yeniden bir gündem oluşturarak, aslında eski bir gündemi yeniden ön plana çıkararak bir görüşme zemini oluşturmak ve bir angajman yaratmak isteniyor. Bugünün koşullarında buna ‘faydasız’ diyemeyiz. Zira bunun gerçekçi olup olmamasından bağımsız olarak taraflar arasında bir görüşme dinamiği yaratılırsa, bu görüşme dinamiğinin oldukça uzun bir süredir donmuş ve negatif bir görüntüde olan Türkiye-AB ilişkilerini yeniden bir miktar da olsa hareketlendirme ihtimali var.” Mutabakat uyarınca Türkiye'ye vize muafiyeti hakkı tanıması konusunda görüşmelerin sürdüğü Europol anlaşması dışında kalan maddelerde ilerleme sağlanmazken Türkiye, Şubat 2020’de 5 AB üyesi ülke ve Brexit aşamasındaki Birleşik Krallık vatandaşlarına vize serbestliği tanıma kararı almıştı. Aksoy yaptığı yazılı açıklamada ise “Bu adımla, anılan ülkelerle turizm potansiyelimizin artırılmasının yanı sıra ticari, ekonomik ve kültürel ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi amaçlanmaktadır” dedi ancak pandemi evdeki hesapları turizm konusunda suya düşürdü.
MÜLTECİ KRİZİ İLE GÜNDEME GELDİ
Suriye’deki iç savaştan kaçarak, yasadışı yollarla AB topraklarına girmek isteyen mültecilerin Türkiye’yi geçiş bölgesi olarak kullandığı Mülteci Krizi’nin patlak verdiği 2013 yılında Geri Kabul Anlaşması imzalanırken bu anlaşmanın maddelerinden biri de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kısa süreli seyahatlerde AB’ye girişte vize serbestisi uygulanmasıydı. Buna göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları her 180 günde bir 90 günlük seyahat hakkı elde edecekti.SERBEST DOLAŞIMIN ANAHTARI: SCHENGEN
Lüksemburg'un, Schengen kasabasında 1985 yılında imzalanan Schengen Antlaşması kapsamında 26 Avrupa ülkesi yer almakta. AB üyesi olmayan Norveç, İzlanda ve İsviçre de Schengen Bölgesi'nde yer alırken AB ülkeleri arasından İrlanda Cumhuriyeti, Schengen kullanmıyor. AB üyesi Hırvatistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Romanya ve Bulgaristan ise Schengen Bölgesi'ne girmek için adaylık aşamasında.
‘GÜMRÜK BİRLİĞİ KONUSU DAHA ÖNEMLİ’
“Burada ayrıca beklentilerin ve bilgi akışının çok dikkatli yönetilmesi gerekiyor. Çünkü ‘Biz bu gündemi yeniden açtık ve yine olmadı’ diyerek bütün bir ilişkiye daha fazla zarar verecek bir noktaya gelinmesini de önlemek lazım” diyen Prof. Dr. Han, “Türkiye’nin zaten yapıcı biçimde AB ile tartışabileceği ve örtüşen çıkarları bulunan iki tane ortak konu var. Bir tanesi vize serbestisi meselesi. Diğeri ise hiç kuşkusuz kamuoyunda ‘Gümrük Birliği’nin yenilenmesi’ diye bilinen süreç” dedi.“İkincisi, ilkine göre daha önemlidir ayrıca” diye konuşan Han, “İkincisinde AB, bugün Türkiye’nin belli kriterlerde ilerleme kaydettiğini değerlendirdiği hal ile Türkiye’yle bu görüşmeleri yapmaya hazır ve istekli olmadığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.T.C. Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı resmi internet sitesinde Vize Serbestisi Yol Haritası’na yer verirken karşılanması gereken 72 kriterin;Belge GüvenliğiGöç YönetimiKamu Düzeni ve GüvenliğiTemel HaklarDüzensiz Göçmenlerin Geri Kabulütemalarından oluştuğunu belirtiyor.Bu 72 kriterden şu ana kadar 67’si yerine getirilirken geriye 5 kritik madde kaldı. Söz konusu 5 madde ise şöyle:AB tavsiyeleri doğrultusunda, yolsuzluğun önlenmesi için tedbirlere geçilmelidir.AB standartlarına uygun kişisel verilerin korunmasına ilişkin ulusal mevzuatın uyumlaştırılması gerekmektedir.Europol ile bir anlaşma yapılması gerekiyor.Türkiye’nin cezai konularda bütün AB üyeleri ile çalışması gerekiyor.Türkiye’nin Avrupa standartlarıyla uyumlu olan terör yasalarını yerine getirmesi gerekmektedir.‘BANKER BİLO’DAKİ GİBİ…’
Prof. Dr. Han bu noktada “AB muhtemelen aynı konuları gündeme getirecektir” diyor. Han ayrıca, “Kabul merkezi orası olduğu için Banker Bilo’daki gibi ‘Bakın biz bunları yapmadık ama sorun bakalım niye yapmadık’ diyip yapmamakta çok haklı olduğumuzu ileri sürecek tezler -bu tezlerin haklılığından veya haksızlığından bağımsız olmak kaydıyla- karşı tarafın bizi teyit etmesiyle sonuçlanacak gibi durmuyor” ifadelerini kullanmakta.ERDOĞAN DA VURGULADI
2021’in ilk günlerinde konuya değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan da Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması ve üyelik müzakerelerinde adım atılması gerektiğini bildirmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılıklı güvenin yeniden tesis edilmesi, istişare mekanizmalarının yeniden işletilmesi, komşudan öte müzakere sürecindeki aday ülke olan Türkiye'ye yönelik dışlayıcı, ayrımcı eylem ve söylemlere son verilmesi gerektiğini vurgulamıştı.80 EURO
Her Schengen Vizesi başvurusu için aracı kurumlara ödenen hizmet bedelleri haricinde 80 Euro ödemek durumunda kalan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları serbest dolaşım hakkı ile bu ücreti ödemek durumunda kalmayacak.
ʻʻ
Avrupa Birliği Schengen bölgesi üyelerinden Avusturya, Belçika, Hollanda, İspanya, Polonya ve Birleşik Krallık vatandaşlarına, 2 Mart 2020 tarihinden itibaren Türkiye'ye gerçekleştirecekleri turistik amaçlı seyahatlerinde her 180 günde, 90 gün süreyle vize muafiyeti sağlanması kararlaştırılmıştır.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy